DİĞER
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
“Kadın hareketinin iki dalgası arasındaki dönemde eserler üreten bazı yazarların metinlerinde feminist unsurların yer aldığını ve bunun da 1980’lerde güçlenecek olan hareketin filizlerini, düşünce ve enerji birikimini oluşturduğunu düşünerek, feminist duyarlılığın ikinci dalga öncesinde edebiyatta kök saldığına inanarak araştırma yapmaya başladım.”
"Yazsonu’nu 1970’lerin gündelik hayatının arzu ve şiddetlerinin temsil edildiği ya da 12 Eylül’ün öngörüldüğü bir roman olarak sunmak değil amacım. Günlük ve romanı birlikte okumak, Yazsonu’nun ne türden girift ilişkiler ağının içinden neşet ettiğine dair bazı ipuçları veriyor. Tarihsel anları temsil etme, sunma ya da öngörmede saklı olan hiyerarşiden ve ayrışıklıktan azade olarak metin ve tarihin iç içe olduğu, birbirine katlanıp kıvrıldığını söylemek daha doğru."
"Edebiyatın bir şey anlatmanın çok ötesinde olduğunu, bunun yetmediğini, asla yetmeyeceğini kavramak için Adalet Ağaoğlu'nun herhangi bir romanını ya da öyküsünü okumanın yeterli olacağını sanıyorum."
"Cumhuriyet’in 50. yılında yayımlanan ilk romanı Ölmeye Yatmak’tan bu yana, kendi deyişiyle 'Cumhuriyet’i ameliyat masasına yatır'maktan hiç vazgeçmedi. Bıkmadı, usanmadı. Son söyleşisinde de çekinmeden eleştirilerini yöneltmeyi, kendi özeleştirisini vermeyi, yeni nesillere ufuk açmayı sürdürüyordu."
"Oyunlarını, öykülerini, romanlarını, denemelerini okurken de, zihnimin en ışıltılı taraflarına kaydederken de çok şey öğrenmiştim kendisinden hiç kuşkusuz ama birlikte çalışma tecrübesi bambaşka bir şeydi. Nitelikli bir yazarın neden çok kolay yetişmediğini ortaya koyan dikkatleri mesela Adalet Ağaoğlu’nun, herkesin bir tarafından yaraladığı Türkçe konusundaki titizliği ve bunları derleyip toparlayan perspektifi, birkaç Edebiyat Fakültesi’ne denkti benim açımdan. "
Yine Düşünce Özgürlüğü Yine Türkiye: 1995'te yayımlanan kitaba bakıldığında o zamanlar çok daha umutlu bir havanın estiği görülebiliyor. Çeyrek yüzyıl sonra bu derlemedeki eleştiriler keşke güncelliklerini kaybetmiş olsalardı...
Boğaziçi Üniversitesi, edebiyatımıza üstün katkılarından ötürü Adalet Ağaoğlu'na fahri doktora unvanı verecek
Erdal Öz'ün anısını yaşatmak için verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nün yeni sahibi Adalet Ağaoğlu oldu
Aslı Tohumcu: Bu romanda benim açımdan önemli olan kültür sanat camiasına yakıştırılmayan sansür, taciz, tabu, eşitsizlik, adaletsizlik gibi şeylerin bu alanda da çatır çatır yaşandığını dile getirmekti...
Adalet Ağaoğlu'nun Üç Beş Kişi romanı geniş zamanların hep şimdi'de bulunması ve bunun çeşitli tezahürleri ile dikkat çeker
Yazarlar, ilham perilerinin ilk mesajlarını nasıl duyup, yazmaya adım atıyorlar? Bu, çocukluklarından beri hissettikleri bir durum mu, yoksa onları hayatın başka başka yollarında yürürlerken beklenmedik bir şekilde mi yakalıyor?
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık